top of page
Kuran

&نبسب; &نبسب; &نبسب; لماذا هذا مانشك؟

Unsere Schwesterseiten /مواقعنا الشقيقة&نبسب; &نبسب; :         https://www.ailegitimi.com/  &نبسب;     https://www.tekvandoakademsi.com/

  1. سيأتي المعلم إلى الفصل في الوقت المحدد ،

          المعلم الذي لا يحضر في الوقت المحدد لن يحضر هذا الفصل.


     2. الطلاب الذين يتأخرون عن أكثر من دقيقة لن يتم قبولهم في الفصل.


     3. بعد استخدام حق الغياب حتى موعد الدرس

         سيتم منح أعذار إضافية لمرة واحدة فقط.


     4. سيتم إعداد الدرس وتغطيته معًا.

         خلال الدرس ، لن يتم التحدث بها دون التحدث ،

         لن تتم مقاطعتك عندما يتحدث أحد في الفصل

         ولن يتم التدخل فيه.  رد فعل قوي  ليعرض

         والانخراط في سلوكيات من شأنها إجهاد بيئة الفصل الدراسي  

         لن يتم السماح بمثل هذه المواقف الخاطئة.

5. سيتم احترام كل رأي وكل تعليق وكل تقييم ،

         كن منفتحًا على النقد ؛ ومع ذلك ، فإن النقد سيكون بناءً وليس مسيئًا.

         إذا كان هناك نقد خطير للغاية يجب أن يقال ، فهو في حضور الفصل.

         وسيتم تسليمها لهذا الشخص بشكل خاص وليس بطريقة مهينة.


     6. متحيز كأن يكون أيديولوجيا أو حزبيا في الفصل

         سيتم تجنب السلوك ، ولكن سيتم التحدث بالأفكار والآراء بحرية.


     7. الأشخاص الذين يعانون من صعوبات مالية أو معنوية.

          سوف يخطر الأصدقاء أو المعلم بالدورة للمساعدة ،

          بالنسبة للطلاب الذين يعانون من مثل هذه الظروف الخاصة ، سيتم إنتاج حل معًا.


     8. تكوين مجموعات بحثية والمشاركة في الدراسات العلمية والأنشطة الاجتماعية.

         سيتم تقديم الدعم.

9- قراءة الكتب ومراجعتها .  

         سيتم تقييم هذه في الفصل.


  10. الطلاب الذين يظهرون نجاحًا في الفصل ،

           سيكافأ بقرار مشترك من الفصل.


    11 - تتخذ القرارات بأغلبية الأصوات.


    12. أولئك الذين لا يمتثلون للقرارات سيعاقبون من خلال التحديد المشترك للطبقة.

Bu mücedditlerin dışında

tarikat şahları ve aktapları vardır ki,

onlar hidayet rehberleri olmuşlardır.

A. Kadir Geylani, Ahmed Yesevi,

Muhyiddin-i Arabi, Şazeli gibi...

Ancak tarikat şeyhleri her ne

kadar âlim ve abid de olsalar

mücedditlerin ve müçtehitlerin

makamına ulaşamazlar.

Onlar da müçtehit ve

mücedditlere uymak

mecburiyetindedirler.

Çünkü bir Müslüman tarikat

şeyhinin sözünü tutmazsa bir

şey lazım gelmez.

Ama bir müçtehidin şeriattaki

içtihadına muhalefet etse günaha girer.

Bunun için tüm ehli tarikat

şeriatın kabul ettiği bir ehl-i hak

mezhebe uymuş ve tabilerini de

uymaları konusunda uyarmışlardır.

Zira şeriatta imam olan bir

müçtehid veya müceddid zamanın

imamı ve halifesi gibidir.

O asırdaki tüm tarikat şeyhleri

onun emrindeki vali,

kaymakam ve mahalle

muhtarı gibidirler.

Herkes haddini bildiği ve

imama ittiba ettiği ölçüde

maiyetindekilere hükmedebilir ve

Allah'ın rızasını kazanabilirler.

Tüm hak tarikatın şeyhleri bu

sınırları en iyi şekilde

korumuşlardır.

Mehdi de son müceddit olacağı

için âl-i beytten, yani peygamber

soyundandır.

Bu husus Al-i Resulün,

Al-i İbrahim gibi olacağı

gerçeğine de uygundur.

Her Müslümanın namazın

tahiyyatında okuduğu salâvat

duasının bu istikametli yolu

Allah'tan istemesi anlamında

çok manidardır.

Mücedditlerin çoğu

Peygamberimiz'in (sav)

neslinden gelmişlerdir.

Kimi Haseni, kimi de Hüseyni'dir.

Bundan dolayı peygamberimiz (sav)

"Size iki şey bırakıyorum,

biri Kitabullah, diğeri de

Ehl-i Beytim"(25)

"Kıyamette bu iki

emanetten soracağım" (26)

buyurmuşlardır.

Yüce Allah da,

"Resulullah sizden hiçbir

ücret beklemez,

ancak Ehl-i Beyt'ine sevgi bekler" (27)

buyurarak nazarları o yöne çekiyor.

Çünkü "Ehl-i Beytim

Nuh (as)ın gemisi gibidir.

Ona sığınan kurtulur." (28)

İmam-ı Rabbani de,

"Ehl-i Beyt'imi sevmek,

ehl-i sünnetin sermayesidir"(29)

hadisini nakleder.

Müminlerin devamlı duası

selavat-ı Peygamberi olan

"Allah'ım al-i İbrahim gibi

al-i Muhammed'in

neslini de mübarek kıl"

duası kabul edilmiştir ki,

Al-i İbrahim neslinden

peygamber geldiği gibi,

Al-i Resulullah'dan da müceddid

ve müçtehitler silsilesi gelmiş.

Peygamberimiz (sav) Ehl-i Beyt'ine

muhabbeti emrederek,

ümmetin istikametini istemiştir.

Ehl-i Beytine sevgisinin

sırat-ı müstakimi netice vereceğini,

beliğane ifade etmiştir.

Kıyamete yakın

Hz. Mehdi tüm müceddid

ve müçtehidler silsilesini birleştirip

son bir irşad görevi yapacaktır.

Allah'ın (cc) gerçek velileri

bu müceddit ve müçtehitlerdir.

Çünkü İmam-ı Azam buyurdular:

"Alimler Allah'ın velileri değil ise

yer yüzünde veli yoktur."

Peygamberimiz (sav)

veliler hakkında

"Yüce Allah buyurdu,

kim benim velime,

veli kuluma düşmanca davranırsa,

ben ona harp ilan ederim.

Kulumun bana yaklaşmak için

yaptıklarının katımda en sevimli

olanı üzerine farz kıldığım ibadetlerdir.

Kulum bana nafile ibadetlerle de

yaklaşmaya devam eder.

Nihayet onu severim.

Onu sevince de, onun işittiği kulağı,

gördüğü gözü, tuttuğu eli,

yürüdüğü ayağı olurum.

Benden bir şey isterse,

şüphesiz ona veririm.

Bana sığınırsa onu korurum,

benden bir şey isterse kabul ederim"

buyurmuşlardır.(30)

İbn-i Hacer,

"Veli, Allah'ı bilen ve ona itaatte

devamlı olan ve ihlâslı olan kişidir" der.

Yemenli Şevkani de bunu kabul eder.

Nitekim Yüce Allah veliyi tarif ederken:

"İman ve takvayı esas alır." (31)

Veli, ihlâsla,

Allah rızası için

emr-i İlahiyi icraya çalışan

ve rızadan ayrılmayan kuldur.

Şu halde, onun hiçbir günahı

yokken ona düşman olup

yaptıklarına karşı çıkan,

onun temsil ettiği iman ve ibadet

ve ahlaka düşman olmuş

oluyor demektir.

İhlâs ve ihsan mertebesine

ulaşan veliler de ibadeti,

ceza ve mükâfat için değil,

Allah'a olan sevgi ve bağlılığından

dolayı yaparlar.

İbadet, onların ruh gıdalarıdır.

O'na yaklaşmak için vasıtalarıdır.

Farz ibadet içinde haramdan

kaçmak da vardır.

Nafile ibadetler içinde de zikir,

tesbih, dua ve tefekkür vardır.

Hadisin anlamı:

"İçlerine koyduğum nurum

sebebiyle onun kulağı,

gözü olurum, emrim ve

rızam dışına çıkmazlar.

Yaptıkları işlerde bu nur ile

yardım ederim de,

bu iş uygun ve düzgün olur" (32)

anlamındadır.

Şevkani bu hadisi izah eden

"Katru'l-Veli ala Hadisi'l Veli"

adında müstakil bir eser yazmıştır.

Peygamberimizin (sav)

"Ehl-i Beyt'im Nuh'un (as)

gemisi gibidir.

Buna sığınanlar kurtulur."(33)

hadisinin anlamı mücedditler ve

müçtehitlerden her hangi birisine

uyan kurtulur demektir.

Tabii ki her asrın insanı o asırdaki

müceddide uymalıdır.

Nitekim bu konuda da hadis vardır:

"Asrın imamını tanımayan cahiliye üzerine ölür.

" Cahiliyenin ne olduğunu bilen

bu hadisi anlamakta zorlanmaz.

 

Kaynaklar / Dipnotlar :

(1) Kur'an-ı Kerim, Fatır, 35:28.
(2) Mektubat, (1998) 425; Kastamonu Lah. (2001) s.145.
(3) Şemsü'l-Hak Muhammed el-Azimabadi,

Avni'l-Ma'bud fi Şerh-i Sünen-i Ebi Davud, (Medine, 1389/1969) XI: 385

Ebu Davud, Melahim, 1; Ebu Davud, Mişkat, 1: 82; Keşfü'l- Hafa, 1: 243–244.
(4) Avnü'l-Ma'bud, XI: 386.
(5) Celaleddin-i Suyuti, et-Tehaddüs bi-Nimetullah,

Nşr: E. Sartain (Cambridge, 1975) 11:216.
(6) Azimabadi, Avnül-Ma'bud, XI: 386.
(7) Suyuti, Tahaddüs bi-Nimetilllah, 1:225–226.
(8) Kur'an, Âl-i İmran, 3:164; Â'raf, 7:103, Yunus, 10:74;

İsra, 17:15; Kasas, 28:59; Mü'min, 40:34, 62:2.
(9) Suyuti, Tahaddüs bi-Ni'metillah, 1:218.
(10) Sirhindi, Mektubat, (Karaçi, 1393/1973) 2:21 ve 1:390.
(11) Avni'l- Ma'bud, 11: 386.
(12) Sikke-i Tasdik-i Gaybi, (2001) s. 230–231; Şualar, (1997) s. 677.
(13) Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 230–231.
(14) Sözler, (1998) s. 706.
(15) İbn-i Hacer el- Askalanî, Fethu'l-Bârî, 13:213.
(16) Buhari, Ahkam, 51; Müslim, 3:1452; İbn-i Hibban,

Sahih, 15:43; Hâkim, Müstedrek, 3:715.
(17) Hilafet noktasında. Bu isimde, Zühri,

Ahmed bn. Hambel, mütekaddidimin ve müteharrin

imamlarından bazılarının ittifakları vardır.

(Avnü'l- Ma'bud 11: 384–387).
(18) Ahmed bn. Hambel onu müceddid olarak kabul ederken,

(Keşf'l- Hafa, 1: 244)

Mevdudi ise, dört mezhep imamını

bir müceddid kabul eder. (İslamda İhya Hareketleri,

Mevdudi, s. 55–56).
(19) Keşfü'l- Hafa, 1:244.
(20) Şualar, 152.
(21) Bediüzzaman, Sikke-, Tasdik, 15.
(22) Mustafa İsmet Efendi, Risale-i Kutsiye, (Osm.) s. 76.
(23) Kastamonu Lahikası, 62; Sikke-i Tasdik,

14–16; Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 44, 46, 47.
(24) Duha, 93:11.
(25) Tirmizi, 2:308; Müslim, Fazail-i Sahabe, 1.
(26) Ebu Nuaym, Hilyetü'l Evliya, 1: 355.
(27) Şura Suresi, 42:23.
(28) Hilyetü'l - Evliya, Ebu Nuaym, 4:306.
(29) İmam-ı Rabbani, Mektubat, c:2; 36.Mektup.
(30) Buhari, Rikak, 28.
(31) Yunus, 10:62–64.
(32) Şevkani, Katrü'l- Veli ala Hadisi'l- Veli, s.427–436.
(33) Mektubat-ı Rabbani 1: 51.Mektup.



 

bottom of page